İstanbul'da yaşanan ve sosyal medyanın gündemine oturan "Hep aklımdasın" notlu çiçek davası, Yargıtay'ın verdiği son karar ile yeniden gündeme geldi. Bu dava, sadece bir çiçeğin ardındaki duygusal anlamla değil, aynı zamanda modern ilişkilerin dinamikleri üzerinde de önemli bir tartışma başlattı. Aşk, sadakat, güven gibi insani değerlerin yargı önüne taşındığı bu olay, bir kez daha Türkiye'deki toplumsal normların sorgulanmasına yol açtı.
Dava, İstanbul'da yaşayan genç bir kadın ile eski sevgilisi arasında geçtiğimiz yıl başlayan bir tartışma ile patlak verdi. Eski sevgilisi, genç kadına göndermiş olduğu çiçekle birlikte, "Hep aklımdasın" yazılı bir not takdim etti. Ancak kadın, bu davranışı bir nevi taciz olarak algılayarak durumu yargıya taşıdı. Kadın, eski sevgilisinin psikolojik taciz suçundan ceza almasını talep etti. Dava sürecinde yaşanan bu olaylar, sosyal medya kullanıcıları arasında da büyük bir yankı buldu. Bazı kullanıcılar genç kadının haklı olduğunu savunurken, bazıları ise notun masum bir sevgi ifadesi olduğunu belirtti.
Yargıtay, davaya ilişkin aldığı karar ile dikkat çekti. İlk mahkeme, çiçek ve notu meşru bir sevgi ifadesi olarak değerlendirerek, eski sevgiliyi beraat ettirmişti. Ancak Yargıtay, bu kararın yerinde olmadığını belirtti. Bozma gerekçelerinde, "Taraflar arasındaki ilişkinin mahiyeti göz önüne alındığında, eski sevgilinin bu tür bir davranışının rahatsız edici olabileceği açıktır." denildi. Yargıtay ayrıca, "Sevgi ve şefkat göstergesi olarak değerlendirilen bu tür davranışların, karşı tarafın rızası olmadan sürdürülmesi durumunda, bunun bir tehdit haline dönüşebileceği unutulmamalıdır." ifadelerine yer verdi.
Bu karar, yalnızca bu davayı değil, benzer durumlarda yaşanan farklı olayları da gözler önüne serdi. Yargıtay'ın, duygusal ilişkilere yönelik bu şekilde bir bakış açısı geliştirmesi, birçok kişiye örnek teşkil edeceği gibi, aynı zamanda toplumsal normların da sorgulanmasına olanak tanıyacaktır. Çünkü günümüzde pek çok genç, ilişkinin başlangıcında yaşanan heyecanın sonrasında karşılaşılan bu tür durumlarla baş başa kalıyor. Çiçek, not ve sevgi kelimeleri öylesine anlam kazanıyor ki, bunların nasıl bir etkisi olabileceği üzerine düşünmek gerekiyor.
Sonuç olarak, Yargıtay'ın kararının ardından bu dava, Türkiye’de oldukça ilginç bir hukuk ve psikoloji tartışmasına sahne oldu. Bu durum, toplumda aşk ve birliktelik anlayışlarını yeniden düşünmeye zorlıyor. Cinsellik, aşk ve karşılıklı saygı gibi insani değerlerin önemi bir kez daha ortaya çıkarken, hukuk sisteminin bu tür duygusal durumları nasıl ele alacağı merak ediliyor. "Hep aklımdasın" notu taşıyan çiçek davası, bu cümleyle kalmayıp, birçok insanın ilişkilerde nasıl sınırlar çizeceği, duygularını nasıl ifade edeceği ve bu süreçte neler yaşayacağı hakkında da düşüneceği önemli bir konu haline geldi.