Halk arasında yaygın bir inanç olan medyum ve büyü yapma konusundaki sahtekarlık, son zamanlarda artan vakalarla dikkat çekiyor. En son yaşanan olay, bir suç makinesinin kapıyı çalmasıyla gündeme geldi. Söz konusu sahte medyum, "üzerinde büyü var!" diyerek insanların panik yaşamasına neden oldu. Peki, bu tür dolandırıcılıklara karşı neler yapılabilir? Bu yazımızda, yaşanan olayı, sahte medyumların yöntemlerini ve korunma yollarını inceleyeceğiz.
Sahte medyumlar, genellikle insanlar üzerindeki korku ve endişeleri kullanarak dolandırıcılık yapmaktadır. Kendilerini çeşitli taktiklerle meşrulaştıran bu kişiler, kurbanlarını genellikle yaşadıkları sıkıntılar üzerinden hedef alır. Örneğin, bir kişinin iş hayatında sorunlar yaşaması, ilişkilerinde tatsızlıklar olması veya sağlık problemleri gibi durumları fırsat bilerek, kurbanlarına "büyü var!" diyerek yaklaşırlar. İddia ettikleri bu büyülerin etkisiz hale getirilmesi için ise yüksek meblağlar talep ederler.
Bu sahte medyumlar, genellikle iyi niyetli bireyleri hedef alır ve başlangıçta sempatik bir yaklaşım sergileyerek güvenlerini kazanmaya çalışırlar. Kurbanlar, belirledikleri kişisel özelliklerden veya yaşadıkları sıkıntılardan bahsetmeye başladıkça, sahte medyumlar da onları manipüle etme yolunda daha fazla bilgi toplama fırsatı bulurlar. Bu süreçte, kendilerine ait bilgilerle kişiyi yönlendirmeye çalışırlar.
Sahte medyumlardan etkilenen bireylerin durumu genellikle bununla kalmaz. Dolandırıcılığın yanı sıra ruhsal travmalar da yaşayabilirler. Kendilerini ruhsal ve maddi olarak yıpranmış hisseden bu kişiler, bir daha benzer durumların yaşanmaması adına tedbir almaya çalışır. Ancak, sahte medyumların eline düşen birçok kişi, yaşadıkları travmanın etkisiyle hiçbir uzmana başvurmaktan kaçar. Bu durumda, sosyal destek sistemleri devreye girmeli ve medyanın da eliyle toplumu bilinçlendirmek için farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir.
Bireyler, sahte medyumlardan korunmak için öncelikle bu hizmetlerin herhangi bir bilimsel temele dayanmadığını bilmelidir. Eğitim ve bilgilendirme aracılığıyla toplumda bu tür dolandırıcılıklara karşı bir farkındalık oluşması sağlanmalıdır. Ayrıca, insanların zayıf anlarında kendilerine yaklaşan kişilere karşı dikkatli olmaları gerektiği öğretilmelidir. Öncelikle, bilgileri kontrol etmek, diğer kaynaklardan fikir almak ve gerekirse profesyonel destek almak bu tür dolandırıcılıkların önüne geçebilir.
Sonuç olarak, sahte medyumlar halk arasında yaygın olan inançları suistimal etmekte ve birçok kişinin canını yakmaktadır. Bu tür olayların önüne geçmek ise toplumsal bir sorumluluk olarak her bireyin üzerine düşen bir görevdir. Bilinçlenme ile bu tür kötü niyetli insanların daha az etkili olacağı bir toplum yaratabiliriz.