Kuzey Kore'nin dünya genelindeki caydırıcılığı ve gizemli yapısı üzerine artan ilgi, yeni bir boyut kazandı. Son günlerde ortaya çıkan bilgilere göre, Kuzey Kore hükümeti, yurttaşlarının akıllı telefonlarında geliştirdiği sofistike bir yapay zeka (YZ) yazılımıyla düşünce ve ifadelerini kontrol altına almayı amaçlıyor. Bu durum, hem uluslararası ilişkilerde hem de teknoloji dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye gibi ülkelerin de dikkatini çeken bu uygulama, "cep telefonları üzerinden casusluk" olarak adlandırılan yeni bir konseptin kapılarını aralıyor.
Kuzey Kore, özellikle son yıllarda teknolojik alanda büyük gelişmeler kaydetmiş olsa da, bu yeniliklerin ardında yatan gerçek niyetler oldukça tartışmalı. Ülke, vatandaşlarının özgürlüklerini sınırlandırırken, teknolojiyi kullanarak onları daha da kontrol altına alma amacını güdüyor. Söz konusu yapay zeka yazılımı, belirli anahtar kelimeleri tespit ederek, kullanıcıların iletişim içeriklerini anlık olarak analiz ediyor. Bu analizler, hem devlet yetkililerinin hem de güvenlik güçlerinin, potansiyel tehdit veya hükümete karşı bir muhalefet oluşturacak her türlü faaliyeti önceden tespit etmesine olanak tanıyor.
Kuzey Kore'deki mevcut yasalar ve bu yasalara göre işleyen dijital sistemler, bireylerin özel hayatına yönelik ciddi ihlallerle dolu. Her geçen gün, akıllı telefon kullanıcılarının karşılaştığı risklerin arttığı belirtiliyor. Bu yazılım, yalnızca metin mesajlarını incelemekle kalmayıp, aynı zamanda sesli görüşmeleri de kaydedip analiz edebiliyor. Kullanıcıların sohbetlerinde herhangi bir devlet karşıtı ifade veya öngörü tespit edildiğinde, anında müdahale için yetkililere bilgi ulaştırılıyor. Böylece, hükümetin muhalefete karşı daha proaktif bir yaklaşım sergilemesi mümkün hale geliyor.
Dünyada pek çok devlet, dijital ortamda kayıtları ve iletişimleri takip etmek için benzer yöntemler geliştirmiş olsa da, Kuzey Kore'nin bu uygulaması, gizlilik ihlali ve insan hakları ihlalleri açısından en uç noktada bulunuyor. Uzmanlar, bu durumu 'dijital baskı' olarak tanımlarken, uluslararası insan hakları örgütleri de bu uygulamayı kınamaya başlayan açıklamalar yapmaya başladı. Kimi eleştirmenler, bu tarz teknolojik gelişmeler nedeniyle rejimin muhalefete yönelik baskı ve kontrolünün daha da arttığını, bunun da devletin dijital bir cezaevine dönüşmesine yol açtığını öne sürüyor.
Bunun yanı sıra, Kuzey Kore'nin bu inovasyonunun, siber güvenlik alanındaki uluslararası işbirliklerini de olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Ülkede geliştirilen bu yazılımın, aynı zamanda başka ülkelerdeki kullanıcılar için de tehdit oluşturabileceği endişeleri gündeme geliyor. Dolayısıyla, uluslararası düzeyde siber güvenliği sağlamaya yönelik çalışmalara daha fazla önem verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Kuzey Kore'nin cep telefonları aracılığıyla geliştirdiği bu yapay zeka yazılımı, devletin bireyler üzerindeki kontrolünü artırmanın yanı sıra, uluslararası arenada da büyük bir tehlike oluşturuyor. İnsan hakları savunucularından, siber güvenlik uzmanlarına kadar birçok kesim, bu gelişmelerin yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Gelecek günlerde Kuzey Kore’nin bu teknoloji konusunda daha fazla adım atıp atmayacağı merakla beklenirken, dünya bu durumu dikkatle izlemeye devam ediyor.